MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİ

2. MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİ
   
 a. Sırp İsyanı

  • Fatih Dönemi’nde Osmanlı hâkimiyetine giren Sırplar 19. yüzyılın başlarında bağımsızlıklarını kazanmak için isyan ettiler. 
  • Bu isyanın çıkmasında Sırplar üzerinde Fransızların milliyetçilik yönünden, Rusların ise dinî yönden yaptıkları propagandalar etkili oldu. 
  • Osmanlı Devleti’nin Rusya ve Avusturya ile yaptığı savaşlar sırasında Sırbistan topraklarının savaş alanı hâline gelmiş olması da Sırplar arasındaki ayrılıkçı fikirleri güçlendirdi. 
  • Sırp İsyanı Rusya ve Avusturya’nın yardımlarıyla kısa sürede büyüdü. 
  • Bu sırada Rusya’ya karşı yeni bir savaşa giren Osmanlı Devleti isyanı bastırmakta zorlandı. 
  • 1812 yılında da Rusya ile imzaladığı Bükreş Antlaşması’yla Sırplara iç işlerini ve vergilerini düzenleme hakkı verdi. 
  • 1829 yılında Rusya ile yaptığı Edirne Antlaşması’nda da yine bu devletin isteğiyle Sırbistan’a özerklik tanımak zorunda kaldı.
  • Sırbistan’ın tam bağımsız hâle gelmesi ise 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra imzalanan Berlin Antlaşması ile gerçekleşti.
  • Milliyetçilik hareketleri kapsamında Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsızlığını kazanmak için isyan eden ilk topluluk Sırplar oldu. 
  • İdari anlamda ilk özerklik hakkı da Osmanlı Devleti tarafından onlara tanındı.
       b. Yunan İsyanı (Megali İdea)
  • Osmanlı toplumu içinde ayrıcalıklı bir yere sahip olan ve genellikle deniz ticareti ile uğraşan Rumlar rahat bir hayat sürüyorlardı.
  • Rumlar diğer gayrimüslim topluluklar gibi din ve inanç özgürlüğünden yararlanıyor ve dillerini serbestçe konuşabiliyorlardı.
  • Rumlar sahip oldukları bu ayrıcalıklı konumlarına rağmen 18. yüzyılın sonlarına doğru Yunanistan’ın bağımsızlığı için çalışmaya başladılar. 
  • Diğer yandan Megali İdea olarak adlandırdıkları Bizans İmparatorluğu’nu canlandırma ülküsü etrafında toplandılar. 
  • Aynı amacı gerçekleştirmek üzere bir araya gelen Avusturya ve Rusya’dan da destek aldılar.
  • Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı milliyetçilik akımının Rumlar arasında yayılmasıyla birlikte Yunanistan’ın bağımsızlığı fikri daha da güçlendi. 
  • Yunan İsyanı 1814’te Odessa’da kurulan Filik-i Eterya Cemiyeti (Dostluk Derneği) tarafından başlatıldı. 
  • Rus çarının yaveri olan Aleksandr İpsilanti, tarafından kurulan derneğin amacı, Osmanlı yönetimindeki Rumları ayaklandırmaktı.
  • 1894 yılında Etnik-i Eterya (Millî Dernek) adını alacak olan Filik-i Eterya Cemiyeti önemli merkezlerde şubeler açarak bağımsızlık düşüncesini Rumlar arasında yaymaya çalıştı. 
  • 1820 yılında ise ilk isyan hareketini başlattı
  • Yunan İsyanı 1821 yılında Mora’da yeniden başladı. 
  • Kargaşa ortamından yararlanan Rumlar, Avrupa devletlerinden de aldıkları destekle Mora’nın önemli bir bölümünü ve bazı Ege adalarını ele geçirdiler.
  •  Osmanlı Devleti isyanı bastırmakta yetersiz kalınca Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istedi.
  • İngiltere ve Rusya yanlarına Fransa’yı da alarak 1827 yılında Mora kıyılarındaki Navarin Limanı’nda demirli bulunan Osmanlı- Mısır ortak donanmasını yaktılar.
  • 1829 yılında Osmanlı Rusya arasında Edirne Antlaşması yapıldı.
  • Yunanistan’ın kurulmasıyla birlikte ilk kez Osmanlı sınırları içinde yaşayan azınlıklardan biri bağımsızlığını kazanmış oldu. 
  • Bu durum Balkanlardaki diğer milletleri de bağımsızlıklarını kazanma konusunda cesaretlendirdi.

       c.Pontus İddiaları ve Gerçekler
  • Pontus veya Pont-Euksinos (Pont Eksinos) eski Yunanlıların Karadeniz’e verdikleri bir isimdir.
  • Karadeniz kıyılarını Yunanlılardan önce keşfeden Fenikelilerin bu denize “Kuzey Denizi” anlamına gelen “Achkenos” dedikleri ve Yunanlıların bunu Euksinos’a dönüştürdükleri düşünüldüğünde Pont Euksinos teriminin Yunanlılara ait olmadığı görülür.
  • Roma hâkimiyeti sırasında Karadeniz Bölgesi’nin kıyı kesimlerinde İtalyanlar tarafından ticaret kolonileri oluşturulmuştur.
  • 13. yüzyıl başlarında da Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Trabzon merkezli Trabzon İmparatorluğu kurulmuştur.
  • Bu devletin kurucusu, İstanbul’un Latinler tarafından işgali üzerine buradan kaçan Bizans imparatorluk ailesinden Kommenos hanedanına mensup Aleksios Kommenos’tur.
  • 1461 yılında da Fatih Trabzon’u fethederek Bizans’ı diriltme umutlarını söndürdü.
  •  Bölgenin Osmanlı hâkimiyetine girmesinden sonra buraya yoğun bir Türk iskânı yapıldı.
  • Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine kadar Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki Türklerle Rumlar arasında önemli bir çatışma yaşanmadı. 
  • Bölgedeki Rumlar diğer gayrimüslim tebaa gibi Osmanlı millet sisteminin sağladığı imkânlardan yararlanarak rahat bir yaşam sürdüler. 
  • Ancak 19. yüzyıl ortalarına doğru Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanması ve Megali İdea’nın etkisiyle bölgede yaşayan Rumlar arasında ayrılıkçı fikirler oluşmaya başladı
  • Yunanistan 1870’ten sonra bölgeye önemli miktarda Grek nüfusu göndererek Samsun merkez olmak üzere bir Rum Devleti kurma hedefine yöneldi.